Kapadokya’ya ortaokulda ailemle, üniversitede ilk kazandığım parayla arkadaş grubumla birlikte ve son olarak da eşim ve ailesi ile beraber olmak üzere tam üç defa gittim. Öyle mistik bir havası var ki her defasında da insanı etkilemeyi başarıyor. Yurtdışında tanıştığım ve Türkiye üzerine muhabbet ettiğim kişiler eğer Türkiye’ye gelmişse ilk sorum Kapadokya’yı görüp görmedikleri oluyor. Dünya çapında nam salmış böylesine doğal bir güzelliğe sahip olduğu için de Türkiye çok şanslı. Kıtaları aşıp Kapadokya’yı görmeye gelenleri hesaba katınca bizim burnumuzun dibindeki bu doğa harikasını görmemek ayıp olur. Haydi o zaman bir bayram tatili son anda verilmiş ani bir kararla yola düşüp keşfettiğimiz Kapadokya’da gezilecek yerleri, aktiviteleri anlatmaya başlayalım.
Kapadokya’ya hangi mevsimde gidilir
Kapadokya her mevsim ayrı güzel. Şimdiye kadar bahar ve yaz aylarını deneyimlemiş birisi olarak yazları gündüzleri özellikle güneş yakıcı ve hava sizi buharlaştıracak kadar sıcak oluyor. Ama nem yok şimdi Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek lazım. Yazın dahi gitseniz karasal iklimden dolayı geceleri de bir miktar serin olabiliyor. Yazın dahi gitseniz yanınızda mutlaka kalın bir şeyler olsun çünkü gündoğumunda balonları izlerken üşümek istemezsiniz.
Eğer kışın yolunuz Kapadokya’ya düşerse, karlar altında muhteşem manzaralar sizi bekliyor olacak. Açıkcası aklımda bir daha gidecek olursam kış ayı var. Hatta şöyle bir balon turu enfes olurdu. Tabi sizin için Kapadokya deneyimi balonla özdeşleştiyse o zaman bahar ve yaz aylarında hava balona binmek için daha uygun. Kışın balon deneyimi de mümkün tabi ama bu iş biraz hava şartlarına bağlı olduğu için az buçuk şansa kalmış.
Eğer Kapadokya’ya gitmişken güzel bir festivale denk gelsem diyorsanız şanslısınız. Bu bölgede değişik zamanlarda bir sürü festival oluyor. En önemli ve büyük festival de müzik ve sanat severleri sevindirecek Cappadox festivali. Artık iki senede bir gerçekleşecek bu festival her sene mayıs ayında oluyor. Bizce Cappadox deneyimi Kapadokya’ya ikinci ya da üçüncü gidişinizde denemek için güzel olabilir.
Kapadokya’ya ulaşım
Uçakla ulaşım en pratik olan seçenek. Burada da Kayseri ve Nevşehir olmak üzere iki opsiyon var. İki seçenek için de naçizane önerim havalimanından araç kiralamak olur. Bölgede günübirlik turlar çokca yaygın olsa da en güzeli kendi rotanızı ve duracağınız yeri belirlemek. Kapadokya’da toplu taşıma imkanları oldukça kısıtlı olduğu ve gezilecek yerler bir miktar dağınık olduğu için araç şart. Araç kiralarken nelere dikkat etmek gerekir merak ediyorsanız sizi buradaki yazımıza alalım. Ancak imkanlar el vermiyorsa tur da güzel bir alternatif. Üniversite senesinde arkadaş grubumla turları da deneyimlemiş olduğum için çok eğlenceli geçtiğini söyleyebilirim.
Kapadokya Nevşehir havalimanına 35-45 km, Kayseri havalimanına ise yaklaşık 80 km uzaklıkta bulunuyor. Uçak bileti hangisinde uygun denk gelirse o seçenekle ilerlenebilir. Genelde Kayseri daha uygun alternatifler veriyor.
Gelelim bizim nasıl ulaştığımıza. Bizim gibi son dakikacılar için arabayla ya da otobüsle ulaşım da pekala bir seçenek. Arabaya atlayınca 8,5 saatlik bir yolculuk sonrası Kapadokya’ya varıyorsunuz. Hem arabayla gelirseniz Bolivya’daki Salar de Uyuni efektli Tuz gölü de bonus oluyor. Bu konuya sonra değineceğiz.
Kapadokya’da konaklama
Instagram sağolsun bizi Kapadokya’da otel damlarından balon manzaralı otel görsellerine boğdu. Hatta dünyaca ünlü traveler nomadların bu manzaralarda evlenme teklif ettiği videolar milyonlarca izleniyor. Hal böyle olunca her gideni bir telaş alıyor hangi otelde konaklasak acaba diye.
Kapadokya’ya özgü bir konaklama için taşevlerde hatta peribacalarında konaklamayı düşünebilirsiniz. Bu bölgede o kadar otantik ve güzel oteller var ki eğer bütçe kısıtınız yoksa seçerken zorlanabilirsiniz. Kapadokya’da manzaralı oteller genelde Uçhisar ve Göreme bölgesinde konuşlanmış ama yine de Avanos, Ortahisar da mesafelerin birbirine yakın olması sebebiyle göz kırpan alternatifler.
Biz iki gece La Casa Cave Hotel’de konakladık. Adından da anlaşılacağı üzere odalar mağara içinde gibi tasarlanmış. Lokasyon olarak da bu bölgedeki en meşhur ödüllü Museum Hotel’in yan komşusu idi. Otelin kahvaltı servis ettiği terası çok keyifliydi. İsterseniz gündoğumu ile terasta balonların gökyüzünde süzülüşünü izleyip sonra kahvaltınızı alabiliyorsunuz. Bazen balonlar bu terasa o kadar yakın geçiyor ki arada balondakilerle muhabbet bile edebilirsiniz.
Alternatif olarak Kapadokya’daki diğer oteller Argos in Cappadocia, Sultan Cave Suites, Jacob’s Cave Suites, Azure Cave Suites, Roc of Cappadocia, Artemis Cave Suites olarak düşünülebilir.
Kapadokya’da gezilecek yerler
Kapadokya’da altınızda araba varsa gezmesi gerçekten son derece kolay ve keyifli. Zaten turla geldiyseniz ya da günübirlik tur aldıysanız da arkanıza yaslanın ve gezmenin keyfini çıkarın. Görülecek yerler biraz dağınık olsa da birbirlerine uzak değiller. En uzak yere arabayla 15 dakikada ulaşıyorsunuz. Görülecek yerler Göreme, Ürgüp, Avanos, Çavuşin ve Uçhisar’da konuşlanmışlar.
Göreme Gezilecek Yerler
Aşıklar Tepesi
Burası Kapadokya’da sabahın ilk ışıkları ile kalkan balonları görebileceğiniz muhteşem bir seyir terası. Biz Kapadokya’da kalırken her sabah erkenden gidip buradan balonları izledik. Muhteşem bir duygu. Balona binmek kadar bu tepeden onları izlemek de bir o kadar keyifli. Sabah karanlığında aşağıdaki vadide onlarca balonun önce yakılmasını, sonra da gökyüzüne süzülüşlerini izlemek o kadar büyülü ki. Hayatımda iyi ki dediğim anlardan birisiydi. Bugün bile fotoğraflara bakarken hala heyecanlanıyorum.
Kapadokya’ya kadar gidiyorsanız biraz uykunuzdan feragat etmeniz gerek, bu görsel şöleni kaçırmayın. Bir gün önceden balon turunuzu ayarlamanız gerekiyor. Sizi otelinizden gelip alıyorlar. Biz Royal Balloons’u tercih ettik. Verdikleri hizmet premium kalitede. Bizim tercih etme sebebimiz balondaki kişi sayısının sınırlı olmasını istememizdi. Bir de biraz korkmuş olabiliriz itiraf edelim. Düzgün bir firma olsun istedik. Balonumuzda 11 kişi vardı. Kişi sayısı balon firmasına göre değişebiliyor, haliyle fiyatlar da. Biz bir saat sürecek tur için kişi başı 500 TL ödedik ancak aynı gün yine çok iyi firmalardan Butterfly balondan kişi başı 350 TL’ye fiyat almıştık. Araştırırken Kapadokya Balloons’un da iyi olduğunu okumuştum.
Balonumuz bizi takip eden aracın kasasına adeta bir tüy gibi hafifçe indikten sonra yere inmenin şerefine karada şampanya patlatılıyor, uçuş sertifikalarınız ve madalyonlarınız veriliyor. Bu eşsiz deneyim sonrasında yepyeni bir güne hazırız.
Bu arada balon ile ilgili minik bir bilgi paylaşmam gerekirse; balon havalandıktan sonra manzaranın keyfini çıkarırken kaptanla muhabbet sırasında öğrendim ki kaptanlar balona yön vermiyor, sadece aşağı inme ya da yukarı yükselme için müdahale ediyorlar.
Kaptanların hepsi lisanslı, son derece profesyoneller, dolayısıyla o kadar ustalaşmışlar ki sizi en güzel manzaralardan geçiriyorlar. Aşağıda balonun sepetinin oturacağı kasalı bir araç sizi telsizlerle takip ediyor. İneceğiniz koordinata göre kaptanla anlaşıp iniş anında sizi bekliyor oluyorlar.
Kapadokya’da balon neden popüler diye merak ediyor olabilirsiniz. Kapadokya doğası gereği rüzgar almayan bir vadi,dolayısıyla balonun düşmanı rüzgardan kurtulunca geriye peribacaları manzaralarının tadını çıkarmak kalıyor.
Göreme Açık Hava Müzesi
Burası Kapadokya’ya giriş 101. Girişte 30 TL ya da müzekartla giriş yaptıktan sonra içerideki kiliselere ine çıka burayı hızlıca gezebilirsiniz. Elmalı kilise, yılanlı kilise gibi kiliseler var. Baştan uyaralım kilise denince aklınıza böyle şaşalı yapılar gelmesin. Neticede eski çağlardan kalma bir medeniyet kompleksi burası. Ama şunu da itiraf edelim, kilise diye merdiven çıkıp sıra beklediğinizde görecekleriniz mağara duvarlarına çizilmiş bir elma figürü olacak. Beklentileri yükseltmeyin.
Karanlık Kilise Göreme Açık Hava Müzesi içinde ekstra ücrete tabi olan bir kilise. Buradaki resimler flaş ışığından zarar görmesin diye fotoğraf çekmek yasak. Korumak amacıyla bir şekilde ücretli yaparak girişi de sınırlandırmışlar.
Galerie Ikman
Son zamanlarda intagram sayesinde fotoğraf noktası haline gelmiş bir halıcı burası. Rengarenk el dokuma halıların üzerine oturup bir fotoğraf da siz çektirmek isterseniz sahibinden izin almanız yeterli olur. El dokuma halılardan almak ya da fotoğraf çektirmek isteyebileceğiniz bir diğer alternatif ise Sultan Carpet. Yabancı bloggerlardan neyimiz eksik!
Uçhisar Gezilecek Yerler
Göreme’den Uçhisar’a doğru devam edecek olursanız yolda panaromik peribacalarını izleyebileceğiniz noktalardan geçeceksiniz.
O Ağacın Altı
Evet Kapadokya’da tam olarak böyle bir yer var. Google’da aratıp burayı bulursanız Kapadokya’da hemen hemen her yerde göreceğiniz nazar boncuğu bağlanmış ağaçlar ve güvercinlerin uçtuğu bir vadi göreceksiniz. Burada soluklanıp vadi manzarasını izleyip güvercinleri besleyebilirsiniz. O ağacın altı da bu manzaradaki zeytin ağaçlarından bir tanesine verilen isim.
Uçhisar Kalesi
Bölgedeki en yüksek yapı burası. Eğer bizim gibi öğlen sıcağında gitmezseniz tepesine mutlaka çıkın ve peribacalarını ve bölgeyi yüksekten görün. Girişte müzekart geçmiyor ancak çok cüzi bir fiyata kaleye çıkabilirsiniz.
Güvercinlik Vadisi
Eski zamanlarda insanlar kayalara güvercinler için yuvalar açmışlar, sonra da bu vadi Güvercinlik Vadisi olarak anılmaya başlamış. Hediyelik dükkanlardan yem alıp güvercinleri besleyebilirsiniz. Burada da yine kendinizi nazar boncuklu ağaçlar ve arka planda peribacaları fotoğrafı çekmek için zorunlu hissediyorsunuz.
Avanos Gezilecek Yerler
Paşabağları
Paşabağları hem görsel anlamda hem de tarihi olarak sizi etkileyecek bir peribacaları topluluğu. Tepeden ya da uzaktan gördüğünüz peribacalarının bu kez arasında dolaşıyorsunuz, hatta adeta eski zamanda evlerin, kiliselerin olduğu bir sitede gezer gibisiniz. Bazı bacaların içine girip, evlerin üst katlarına bile çıkabiliyorsunuz. Her peribacasında yaşam izleri bulunmuyor ancak Paşabağları gezi sonrası aklımızda kalan yerlerden olmuştu. Resmen evlerle dolu bir sitede geziyor gibisiniz. Eski insanların yaşadıkları peribacalarını görmek ve tarihte seyahat etmek harika bir duygu.
Zelve Açık Hava Müzesi
Burası oldukça geniş alana yayılmış peribacalarının arasında gezebildiğiniz inceden de trekking yapacağınız bir alan. Zelve’de peribacaları en yoğun olarak gözlemlenen yerlerden. Zamanında dini merkezlerden birisi olduğu için tarihi önemi de var. Giriş için müzekartınızı kullanabilirsiniz. Gezmek için en az bir saat ayırmanız mantıklı olur.
Devrent Vadisi
Burası yol üzerinde durup meşhur deveye benzeyen peribacasını göreceğiniz sadece fotoğraflamalık noktalardan birisi. Yol kenarına parkedip, peribacalarının karşısına geçip deveye benzeyen peribacasını görürseniz işlem tamamdır. Buraya aynı zamanda imagination valley da deniyor, yani Hayal Vadisi. Peribacalarını türlü türlü hayvanlara şekillere benzetmek artık yaratıcılığınıza kalmış.
Chez Galip Çömlek Atölyesi
Kapadokya’da çanak, çömlek seramik işleri çok popüler. Turistik olsa da Chez Galip’in atölyesine uğrayıp çömlek nasıl yapılıyor izlemek, sonra da sergiledikleri el emeği seramikleri görmek kesinlikle atlanmamalı. Hatta bu noktada ev için alışveriş ya da hediyelik alışverişlerinizi yapabilirsiniz. Eğer kalabalık değilse ve uygunlarsa size de denetebiliyorlar. Ben önceki seyahatlerimde denemiştim ,çok zevkli.
Saç Müzesi
Burası da yine önceki gezilerimde uğradığım bir yerdi. İçeride binlerce kişinin saçlarından bir tutamın asılı olduğu bir müze. İlginç hikayesiyle Guinness rekorlar kitabına bile girmiş.
Rose Valley
Kapadokya’da gündoğumları da günbatımları da birer aktivite ve gerçekten çok keyifli oluyor. Rose Valley de güneşin ısıttığı sıcak tonların peribacalarını boyamasını izleyebileceğiniz güzel günbatım noktalarından birisi. Aslında manzara yakaladığınız her güzel tepe günbatımı için ideal olacaktır. Özellikle bir yer kovalamanıza da gerek yok ancak alternatif olarak buradaki yere de bakabilirsiniz. Biz günbatım haklarımızdan birisini burada kullanmıştık.
Ürgüp Gezilecek Yerler
Üç Güzeller
Üç güzeller diğer adıyla İkiz Peri Bacaları. Üç mü iki mi artık siz gidince kendiniz karar verirsiniz. Burası da yine arabayı park edip yakından peribacalarını görebileceğiniz bir nokta. Sadece tepeden fotoğrafını çekip ayrılacağınız, on dakikalık bir durak aslında. İnsan o koca peribacalarının üstünde o taşlar onlarca senelerdir nasıl kıpırdamadan duruyor şaşırıyor.
Asmalı Konak
Asmalı Konak öyle bir diziydi ki bir coğrafyanın popüleritesini artırdı ve üzerinden onca sene geçmesine rağmen insanlar (bakınız bir adet Cengiz ve bir adet Özden) hala bu konağı gidip ziyaret edebiliyor.
Diziyi izleyenler ve bölgedeki konaklardan birisinin içini görmek için güzel bir alternatif olabilir. Giriş ücreti 3-5 TL gibi tutmuştu. Nostalji için güzel bir alternatif.
Turasan Şarap Fabrikası
Burası Asmalı Konak’a oldukça yakın. Gelmişken bölgedeki şarapların tadına bakmak isterseniz deneyebilirsiniz. Yalnız el bagajı ile dönüşte sorun yaşamamak için bence en güzeli yukarda bahsettiğimiz günbatım manzaralarında şarabınızı içmek olur.
Ihlara Vadisi
Gezilecek tüm noktaları gezdiniz ancak hala ekstra bir gününüz daha varsa Kapadokya turuna bir de Ihlara Vadisi’ni ekleyebilirsiniz. Neticede dünyanın en büyük kanyonlarından birisine 1,5 saatlik mesafedeseniz. Ben Kapadokya’ya ilk iki ziyaretimde de vadiyi ziyaret etmiştim. Ulaşım aracanız varsa ya da tur ayarladıysanız çok kolay. Yaklaşık 80 km ve 01:30 saatlik bir yolculuk sonrası Ihlara Vadisi’ne varıyorsunuz. Ne kadar trekking yapmak istediğinize bağlı olarak tam bir gün ile bir kaç saat arasından zaman alacak bir aktivite. Zira vadinin içine girmek için öncelikle 40 basamak inmek gerekiyor, tabi bunun bir de dilleri dışarı sarkıtan çıkışı var. Aşağıda ben en son gittiğimde telefon çekmiyordu. Arkadaş grubumla ikiye ayrılıp birbirimizi bulamamıştık ordan hatırlıyorum. Şimdilerde belki değişmiştir.
Derinkuyu Yeraltı Şehri
Eğer Ihlara Vadisi’ne gitmeyi planladıysanız yol üzerinde Derinkuyu Yeraltı Şehri’ne de uğramınızı tavsiye ederim. Derinkuyu Yeraltı Şehri halkın zamanında düşmanlardan korunmak için sığınak olarak tasarladığı ve yiyeceklerini sakladıkları kocaman bir mağara aslında. Ancak yerin o kadar altına o odaları nasıl inşa etmişler insan hayrete düşüyor.
Baştan uyarmakta fayda var. Eğer dizlerinizde problem varsa yer yer çömelerek yer yer de dizlerin üzerinde iki büklüm eğilmek zorunda kalabiliyorsunuz. Bir de tabi ki kapalı alan fobisi olanlar uzak durmalı. Mazallah içerde atak gelirse sıra sıra herkesi çıkarıp geri çıkmak bir miktar zaman alır.
Girişte müze kartınızı kullanabilirsiniz.
Kaymaklı Yeraltı Şehri
Daha ferah bir yeraltı şehri olsun derseniz Derinkuyu Yeraltı şehrine 10 km uzaklıktaki bu yeraltı şehrini de tercih edebilirsiniz. Burası Derinkuyu’ya 10 km mesafede yer alıyor.
Gezdik gördük ne yiyelim derseniz bu noktada size önerebileceğim, deneyimlediğim bir restoran olmamakla birlikte yörenin testi kebabını tatmanızı öneririm.
Tuz Gölü
Gelelim yazının başında bahsettiğimiz Kapadokya’ya araba ile gelenlerin bonus noktasına. Şimdi kim kalkıp buradan Güney Amerika’ya tuz çöllerine gidecek diyorsanız canım ülkemin taşı toprağı altın. Bolivya’daki Salar de Uyuni’yi ayağınıza getirdik.
Şaka bir yana dönüş yolunda rotanızı Göreme’ye 180 km uzaklıktaki Tuz Gölü’ne çevirebilirsiniz. Biz bayram dönüşü uğramıştık. Haliyle girişi bir miktar kalabalıktı ama kendinizi Tuz Gölü’ne attıktan sonra biraz daha yürüyüp insan kalabalığından kurtulup sonsuz tuz görüntüsüyle çok eğlenceli fotoğraflar çekebilirsiniz.
Eğer zaman kıstınız yoksa günbatımında da eminiz ki harika manzaralar oluşuyordur.
Buraya kadar okuduysanız sizi tebrik ediyor ve Instagram ve Youtube gibi platformlarda yaptığımız paylaşımları da bakmaya sizi oralara da davet ediyoruz. Instagram’da bizi takip etmek için buraya, Youtube’da takip etmek isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.
2 Yorum
kapadokya hakkında harika resimler ve gezi hakkında bilgiler teşekkürler.
Çok teşekkürler