Hallstatt Gezilecek Yerler ve Hallstatt’a Ulaşım

yazan MilesForDreams

Kuğu ❤ Hallstatt

“Hallstatt diye bir yer varmış duydun mu?” Çoğumuz eminim ki bundan bir kaç sene önce Instagram’da Hallstatt’ın fotoğrafları patlayınca bir şekilde Avusturya’nın bu güzel köyünden haberdar olduk ve kim bilir kaçımızın “Bucket List”ine çoktan giriş yaptı bile. Hep Avrupa gibi bir kıtaya çok yakın olduğumuz ve canımız istediğinde haftasonu dilediğimiz ülkeye gitme lüksümüz olduğu için kendimizi çok şanslı bulmuşumdur. Bu düşünce Hallstatt ile daha da pekişti çünkü yaklaşık 800 kişinin yaşadığı bu güzel köyün ziyaretçilerini en çok Asya’dan gelen turistler oluşturuyor. Biz gezerken Güney Kore’den, Taiwan’dan gelen turistlerle karşılaştık. Hal böyle olunca sizi de göndermeye and içtik. Hallstatt Gezilecek Yerler ve Hallstatt’a Ulaşım yazımızı okuyan bileti kapıp soluğu bu güzel köyde alıyormuş. Haydi o zaman detaylara geçelim.

Instagramik nokta

Yazıya geçmeden önce eğer Instagram’da hikayemize ortak olmak isterseniz buraya, Youtube’da seyahat ile ilgili videolarımızı izlemek isterseniz buraya tıklayarak bizi takip edebilirsiniz.

Hallstatt’a ne zaman gidilmeli

Şimdi öncelikle kendimiz sonbaharda gittiğimiz için ve ben sonbahar havasını Hallstatt’a çok yakıştırdığım için açık ara favorim sonbahar olacak. Hallstatt gölün kenarında, yamaca kurulmuş evlere ve hemen arkasında orman manzarasına ev sahipliği yapıyor. Sonbaharda doğa bin bir renge bürünürken Hallstatt’da çok güzel nasipleniyor bu renk cümbüşünden. Birazcık da kasvetli kapalı havaları bu köye çok yakıştırıyorum. Gelelim kışa, aslında kış sezon dışı gibi düşünülse de karlar altında bir Hallstatt herkesin hayallerini süslüyor. Hem daha az kalabalık hem de karın olduğu bir dönemde müthiş bir Hallstatt manzarası enfes olur. Peki ilkbahar ve yaz dediğiniz duyar gibiyim. Elbette ki yeşiller içindeki bir Hallstatt da nefis olacaktır. Bonus olarak birazdan bahsedeceğimiz gölde bot turu, 7000 yıllık Tuz madeni turu füniküler gibi bir çok aktivite ilkbahar yaz aylarında yapılabildiği için ise ilkbahar yaz bu bağlamda bir tık öne çıkıyor.

Sonbahar’da Hallstatt

Hallstatt’a ulaşım

Ne zaman gideceğimize karar verdiğimize göre gelelim en çok sorulan soruya yani nasıl ulaşacağımıza. İlk başta biz nasıl bir yol izledik onu anlatıp alternatiflere geçelim. 29 Ekim tatili ile üç günlük bir tatil olunca THY ile Münih gidiş, Nürnberg dönüş bir uçuş yakaladık ve her şey böyle başlamış oldu. Aslında planda Almanya seyahati varken araya bir de uzun zamandır gönlümüzde olan Hallstatt ekleyelim dedik.

Otoparktan sonra köye giden yol

THY’nin İstanbul çıkışlı 21:20 gibi Münih’e varan uçuşu sonrası havalimanından Avis’ten kiraladığımız aracımızla Münih’te hiç kalmadan doğruca Hallstatt’a yola çıktık. Burada minik bir not verelim. Aracımızı Münih havalimanında en uygun fiyat veren firmadan kiraladık ancak gitmeden bizde stres yaratan bir konu vardı o da havalimanında olmasına rağmen Avis’in şubesinin 23:00-24:00 civarında kapanıyor olmasıydı. Şansımıza uçağımız da bir saat geç kalkınca inişimiz 22:00 gibi oldu. Ama yine de acentaya zamanında yetiştik. Oradayken de görevliye yetişemeseydik kapatır mıydınız diye sorduğumda uçuşları takip ediyoruz, ona göre beklerdik cevabını verdi. Araba kiralamasında artık bir çok ülkede kiraladığımız için bir hayli deneyim kazandık. Münih’ten alıp, Nürnberg’de bıraktığımız aracımız için super cover almadık ve üç günlük kira ve tek yön bırakma ücreti dahil toplamda 86 euro ödedik. Eğer super cover nedir, tek yön ücreti nedir, ucuza araba nasıl kiralarım diyorsanız sizi şuradaki yurtdışında araba kiralama ile ilgili A’dan Z’ye bilmeniz gereken her şeyi yazdığımız yazıya alabiliriz.

Evangelische kilisesi

Münih’ten Hallstatt’a yol google maps’ten 2,5 saat gösterse de bizim yol 3,5 saat kadar sürdü. Kopilot olarak uyumamak için türlü savaşlar verdiğim bir yoldu, neyse ki arabayı kullanan ben değildim ancak kopilotluk zor iş azizim. Kopilot uyursa şoför uyur, şoför uyursa hepimiz ölürüz. Yazar burada Nefes filmine gönderme yapıyor.

Neyse konumuza dönelim. Münih’ten yola çıktığımız için Avusturya sınırına girmeden vignette/vinyet adı verilen bir HGS etiketi almanız gerekiyor. Avusturya sınırına varmadan ilk benzinciden aldık ve cama yapıştırdık ancak panik yapmaya gerek yok yolda bir çok benzinciden temin edebilirsiniz. Sınırı geçtikten sonra gişeden ya da Shell benzincisinden de alabilirsiniz. 10 günlük vignette için 9 euro ödedik. Vignette de tamamsa geriye bir tek arabayı Hallstatt’da otoparka bırakmak gerekiyor. O da çok basit. Hallstatt’da üç tane otopark alanı var. Bizim arabayı bıraktığımız Park 2 alanı Hallstatt’a en yakın olandı. Salt Mine Hallstatt binasının oralarda diye düşünebilirsiniz. Yalnız sitesinde yazın faaliyette diye görünüyor, biz gittiğimizde ekim sonuydu gerçi. Otoparktan göle doğru yürümeye başlayınca solda Tuz madenine çıkan füniküleri görüyorsunuz. Biraz ilerleyince de zaten tur otobüslerinden inip bismillah demeden deklanşöre basmaya başlayan Asya’lı grupları ve Hallstatt’ın eşsiz manzaralarından ilkini görüyorsunuz. Otopark ücreti için 3-6 saat arası 8 euro ödedik.

Gelelim araba kiralamadan Hallstatt’a ulaşma yöntemlerine. Birinci opsiyon yakınlardaki en büyük şehirlerden birisi olan Salzburg. Salzburg’dan araba ile 01:15 saatte Hallstatt’a ulaşabilirsiniz.

Eğer toplu taşıma kullanacaksanız:

Hallstatt’ın en güzel manzaralarından birisi

Salzburg-Hallstatt tren seçeneği;

Salzburg’dan trene binip Attnang-Puchheim’a gidip, oradan bir başka trene aktarma yapılması gerekiyor. Neredeyse üç saat süren bir yolculuk. Trenden indikten sonra Hallstatt’ın olduğu yakaya geçmek kısa süren bir de feribot yolculuğu yapmanız gerekiyor.

Salzburg-Hallstatt otobüs seçeneği;

Salzburg hauptbahnhof’dan yani merkez tren istasyonunu yakınlarından kalkan 150 numaralı otobüsle Bad Ischl şehrine varıp, oradan Gosau’ya giden 542 numaralı otobüse binip,indikten sonra kasabaya giden kısa bir yolculuk için 543 numaralı otobüse binmek. Yaklaşık 2,5 saat süren bir yolculuk.

Toplu taşıma ve araba kiralama seçeneği dışında bir yöntem için Salzburg’dan günübirlik turlardan satın alıp Hallstatt’ı ziyaret edebilirsiniz. Ama yine de önceden ayarladığınız taktirde araba kiralama en uygun ve kolay yöntem.

Hallstatt

Viyana-Hallstatt ulaşım;

Viyana’dan Hallstatt’a gelmek en kısa opsiyon olmasa da mümkün . Düşünün ki bizim kullandığımız Münih’ten Hallstatt’a gelme yöntemi bile Viyana’ya göre daha mantıklı çünkü daha yakın. Ancak yine de Viyana seyahatinize Hallstatt eklemek isterseniz araba kiralama seçeneği dışında yöntemler de var.

Viyana’dan kalkan trenle yine meşhur Attnang-Puccheim durağına geliyoruz. Oradan Hallstatt trenine aktarma yapıp Hallstatt tren istasyonuna ulaşıyoruz ancak yine tren opsiyonunu kullandığımız için karşı yakaya feribot ile geçmek gerekiyor. Yeri gelmişken bu kısa feribot ücreti 2,5 euro tutuyor. Yolculuk süresi aktarma süresine göre değişkenlik gösterse de yaklaşık 3,5 saat diyebiliriz.

Salzburg’dan ya da Viyana’dan tren ile geldiyseniz son treni kaçırmamak için buradan sefer saatlerini kontrol edebilirsiniz. Toplu taşıma  ile ilgili son not olarak şunu söylemek isterim, kendimiz bizzat bu yöntemi kullanmadık. Ancak araştırırken bile sıkça kullandığımız rome2rio, google maps’i ve buradaki siteyi kontrol ettiğimde toplu taşıma biraz meşakatli göründü ancak tek seçeneğiniz buysa imkansız olmadığını da bilin istedik.

Otelimizden mis gibi dağ manzarası

Hallstatt’da konaklama

Hallstatt’da konaklama pahalı, baştan uyaralım. Zaten köyün nüfusunu biliyorsunuz, haliyle oteller de ona göre sınırlı ve fiyatlar yüksek. Şayet günübirlikçi değilseniz ve bizim gibi araçla gelip konaklamak isterseniz size bizim gibi Hallstatt’a 8 km mesafedeki Pension Leprich’i gözüm kapalı öneririm. Pırıl pırıl, tertemiz havası olan, dağ manzaralı ve oldukça doyurucu bir kahvaltısı olan güzel bir işletmeydi. Biz Pension Leprich’de geceliği 68 euro’dan konakladık. Eğer incelemek isterseniz otelin linkini buraya bırakıyorum.

Hallstatt’da gezilecek yerler

Hallstatt enteresandır küçücük bir kasaba olmasına rağmen, birazdan bahsedeceğim Kemik Ev, Tuz madeni, Gölde tekne turu derken tam bir günlük aktivite barındıran bir kasaba aslında. Tabi hangilerini tercih edeceğiniz size kalmış. Ama aktivitelerden önce manzarası uğruna geldiğimiz bu yerin tadını çıkarıyoruz.

Otopark 2’den göle doğru yürüyünce sizi karşılayan manzara

Hallstatt göl kenarında yürüyüş

Arabayı Park 2 alanına bıraktıktan sonra göle doğru yürüyünce sizi Hallstatt’ın ilk manzarası karşılıyor. Sonra şehir içine doğru yürürken, bir yandan sağınızdaki gölde salınan kuğuları izleyebilirsiniz. Zaten huopp diye kasabanın merkezine geldiniz. Neresi mi?

Marktplatz

Hallstatt Marktplatz

Evlerini kıtır kıtır yemek isteyeceğiniz güzellikte bir meydan burası. Güzel havalarda banklara oturup geleni geçeni, fotoğraf çekenleri izlemelik bir meydan. Haliyle boş yakalamak da zor oluyor. Meydandan biraz daha ilerleyince Hallstatt’ın her ikonik fotoğrafında yer alan Evangelische kilisesinin olduğu meydana çıkıyorsunuz.

Göle açılan manzaralar hep çok güzel

Hallstatt’ın en fotografik noktaları

En çok fotoğraflanan yere gelmeden önce daha az fotoğraflanan ama bizim çok beğendiğimiz bir yer önerisi ile gelelim. Kiliseden göl kenarına ilerleyip trabzanların sonuna kadar gittiğinizde, kuğularla kasaba manzarasının çok güzel fotoğrafını çekebileceğiniz bir nokta var. Biraz daha ilerlerseniz Beinhaus yani Kemik Ev’e çıkan yolu göreceksiniz. Buraya dönüşte uğramak üzere önce en çok fotoğraflanan yere ilerleyebilirsiniz.

Hallstatt’ın en çok fotoğraf çekilen noktası

Nerede olduğunu dert etmeyin, zaten yol tek ve geldiğinizde eşsiz manzara ve insan yoğunluğundan anlayacaksınız geldiğinizi. Bu noktada beni bir de öyle çek bir de böyle çek faslını bitirdikten sonra yoldan devam edebilirsiniz ancak bir yerden sonra manzarayı kaybedip orman içine ilerleyen bir yol göreceksiniz. Biz o noktada geriye döndük.

En fotojenik yerlere kasabanın girişindeki Braugasthof restoranını gören Am Hof sokağının olduğu alanı eklemezsen olmaz.

Bitti mi? Hayır tabi ki. Geri kalan fotojenik yerlere de okumaya devam ettikçe geleceğiz.

Beinhaus-Kemik Evi

Beinhaus-Kemik Evi

Burayı dünyada tek olması, giriş ücretinin 1,5 eur olması ve girişte Türkçe bilgilendirme yazısı vermeleri dolayısıyla kesinlikle görülmesini önerdiğim bir yer. Nedir derseniz eğer kafatası ve insan kemikleriyle dolu bir oda olduğunu söyleyebilirim.

Kafatasları ve kemikler

Zamanında Hallstatt’ta insanları gömecek mezarlık kalmadığı için bu şekilde bir gelenek başlatmışlar. Ölüler gömüldükten 7-8 sene sonra kemikler çıkarılıyor, temizleniyor ve sanatçılar tarafından kafatasları motiflerle boyandıktan sonra bu odada sergilenmeye başlanıyor. Neyse ki sonrada Katolik kilisesi ölülerin yakılmasını serbest bırakmış ve bu gelenek de yavaş yavaş tükenmiş. Odada en son 1983 senesinde vefat eden bir kadının kafatası bulunuyor. Odanın ortasındaki haçın sağındaki altın dişli kafatası bu kadına ait.

Arkamızda Kemik Ev, karşımızda bu manzara

Beinhaus’dan çıktıktan sonra karşınızda bir mezarlık, sağınızda bir kilise var. Mezarlıktan sağa doğru ilerlerseniz arka fona meşhur kiliseyi alıp bu sefer de tepeden güzel manzaralı fotoğraflar çekebilirsiniz.

Kemik Ev’in sağındaki yoldan manzara

Hallstatt Gölü’nde Tekne Turu

Hallstatt’daki en güzel, ancak bizim deneyimleyemediğimiz aktivitelerden birisi gölde pedallı kuğu ya da elektrikli tekne turuna katılmaktı. Hallstatt’daki bu sessizliği bozmamak için gölde elektrikle giden tekneler yapmışlar , çok güzel olmuş ancak kuğu Hallstatt’ın simgesi de olsa silueti bozmamak adına plastikten pedallı kuğular yerine daha nostaljik görünen tekneleri tercih ederdim.

Kuğular Hallstatt’ta her yerde

Teknelere binebilmek için Nisan-Eylül tarihleri arasında Hallstatt’da olmak gerekiyor ancak kesin olmamakla birlikte ekimde hava güzel olduğu zamanlarda da kiralama yapabiliyorlarmış diye duymuştum. Ücretler kiralanacak botların wattına göre değişse de yaklaşık yarım saat için 10-15 euro, 1 saatlik kiralama içinse 15-20 euro arasında değişiyor. Hee bir de sevdiceğinizle baş başa çıkacağınız bu elektrikli botlara binmeden size baya bir direktif verilip, anlayıp anlamadığınızı sorgulayabiliyorlarmış.

Otopark 2’den manzara ve füniküler

Hallstatt Tuz Madeni- Salz Welten

Hallstatt’a en yakın otoparkın 2 numaralı otopark olduğunu söylemiştim. İşte bu otoparkın dibinden dünyanın en eski tuz madenlerine giden fünikülere binebilirsiniz. Eğer gidiş dönüş füniküler ve 2 saat süren tuz madeni turu satın alırsanız, toplam ödeyeceğiniz ücret 30 euro yapıyor. Biz denemedik ama tuz madeni turu oldukça eğlenceli geçiyormuş. Madende aşağılara inerken kaydıraklardan kaymalı,adrenalinli dakikalar sizi bekliyor olabilir.

Eğer tuz madenine girmek istemiyorum ama Hallstatt’ı şöyle tepeden izleyeyim derseniz sıradaki aktivitemiz Skywalk seyir terası.

Skywalk Seyir Terası

Eğer tuz madeni turu almak istemezseniz, fünikülerle buraya gidiş dönüş çıkmak için 16 euro ödemeniz gerekiyor. Seyir terasına ekstra ücret yok. Tabi kış aylarında Tuz madeni ve seyir terasının kapalı olduğunu da hatırlatmakta fayda var.

Açıkcası biz Hallstatt manzarasını en güzel aşağıdan izleyeceğimiz için çıkmak istemedik. Tamam tamam itiraf ediyoruz sadece fünikülere 16 euro çok geldi. Hele tuz madenine 30 euro hepten çok geldi.

Tepeden Hallstatt

Hallstatt ile ilgili kısa kısa;

  • Bu güzel köyü tahmin edersiniz ki Unesco da keşfetmiş ve ‘Dünya Kültür Mirası’ listesinde yer vermiş.
  • Hallstatt’da en çok Asya’lılar bilhassa da Çinliler geziyor. O taraflarda o kadar popüler olmuş ki köyün aynısından bir tane de Çin’e yapmışlar.
  • Dünyada en çok fotoğraflanan beş yerden birisi olarak geçiyor. Test edildi onaylandı.
  • Hallstatt Avusturya’nın Göller bölgesi olarak geçen Salzkammergut’ta ve yukarıda bahsi geçen tuz madeni dünyanın en eski tuz madeni.
  • Hallstatt’da eğer mola vermek isterseniz Braugasthof göle bakan, renkli fenerlerle süslenmiş güzel bir cafe. Biz gittiğimizde bahçe kısmı kapalı görünüyordu ama eğer güzel havada denk gelirseniz Avusturya’nın Das Bier birasını deneyip manzaranın tadını burada çıkarabilirsiniz.

Yorum ve Sorularınız

Beğenebileceğiniz Diğer Yazılar